<Annelik kutsaldır>
<Anne olmak hayatın en büyük mucizesidir>
<Anne yüreği buna dayanmaz>
Evleri yandığı için barakada yaşayan işsiz anne babanın biri engelli altı çocuğuna nasıl bez bile alamadığı haberine böyle giriş yapıyor İsmail Küçükkaya.
Bu kişiler hangi eğitim politikaları yüzünden altı çocuk sahibi olmuş? Hangi sosyal politikalar yüzünden iş bulmak yerine aile kurmuş? Hangi sosyal güvenlik sistemi yüzünden muhtaç durumdalar?
Tarafsız gazeteci bu soruları sormuyor.
Anne yüreği başka diyor. Bu acı farklı diyor.
Ertesi gün, anneler dayanamadı bu aileye yardım gönderdiler diye bir daha haber yapıyor.
Tarafsız habercinin işi de bu olmalı değil mi?
Sosyal güvenlik yerine sadaka kültürünü desteklemek, uydurma <anne kutsalı> üzerinden duygu sömürüsü yapmak, soru sormamak, akıldan, vicdandan değil dramdan beslenmek.
<<Tarafsız gazeteci>> ismail Küçükkaya bunu çok yapıyor.
Bir ara televizyonda bir kamu spotu dönerdi: <Kahraman askerler, bu ülkeye hizmet eden mühendisler, doktorlar, ve onları doğuran kutsal analar, analarımız>.
Kadın bedeni topluma ait olduğu için anneler de toplumun malı.
Anne olmak <kutsal> bir kimlik, bir <içgüdü> olduğu için başka bir sıfata hakkı yok kadının.
Anne olamıyor veya olmak istemiyorsanız da oturun halinize yanın.
TV’de dönen sadaka magazinine bez gönderin.