Yemezler kızlar ne dolma ne pilav.
Küresel sermaye reklam stratejilerini belirlerken yerel pazarın özelliklerini dikkate alıyor mutlaka. Dolmadan pilavdan bahsedince bizi ne çok seviyorlar diye düşünüp kola içmeye karar verebiliriz mesela. Ne var ki Coca Cola nın küresel reklam stratejisi olarak belirlediği kadın düşmanlığı, yerel bir vaka değil. Bu durum, farklı ülkelerde az da olsa eleştiri konusu yapılabiliyor.
Ama ülkemizde <<yaptığı yemekleri kocasına ve kocasının annesine beğendirmekten başka bir yaşam amacı olmayan varlık: kadın>> temalı reklamdaki ayrımcılık eleştiri konusu yapılmayı bir kenara bırakın, fark edilemiyor bile. Birileri toplumunun damarlarına işlemiş sosyal roller üzerine oynayıp bunları derinleştirerek para kazanma peşinde. Üstelik dünyanın en korkunç reklamı, en itici sloganıyla: <<Yemezler kızlar yemezler işte. >>
Bok yesinler.
Bu aralar televizyon reklamlarına böyle bir sapkınlık yayıldı. Bizim mutfak reklamında mutfağın yıldızı kadını görüyoruz. Kadının tek ve çok ulvi amacı yemeklerini ailesine beğendirebilmek. Kocasından da on numara beş yıldız alıp mutlu bir gülümsemeyle hayatına devam ediyor. Tebrikler.
Bir de durmadan kadınların kazandığı bulaşık deterjanı yarışı reklamları var. E evdeki bulaşıkları daha iyi temizleyecek deterjanı bir erkeğin daha iyi bilmesi beklenemez değil mi? <<Fairy ile zafer hanımların oluyor!>> Fairy yönetim kurulu başkanı da <<Türkiye’de özellikle kadınlar için temizlik ve deterjan neredeyse hayati önem taşıyor.>> demiş.
Bir de Korkmaz << kadının masası >>temalı şaheser var.Kadın dokunuşuna vurgu yapıyormuş. Ne kastettiklerini anlayamasam da her izlediğimde duygulanıyorum.
Küçük kız çocuğu, ailesine domestik hizmetler vermekten mutluluktan ölecek bir kadın falan var. Kadının Masası… Çok hoş.
Bu reklam bana Duygu Asena’nın kendimi bulduğum bir cümlesini hatırlatıyor. Bana iyi bir ev hanımı olmayı öğretmediği için anneme minnettarım diyordu.
Anneme minnettarım, ütüleri dörde katlayarak yaptığı, öğretmen bir annenin idealizminin saçını süpürge eden ezik kadın modelinden daha fazla sevgi taşıyabileceğini öğrettiği, kızlarının ayağının altına yastık koyan, sabahları düğmelerini diken bir adamla evlendiği için.
Bizler için bulaşık deterjanı hayati önem taşıyor. Survivor’daki çok modern çok genç erkek, <<kadınsın ben burda erkek halimle pilav pişiriyorum>> diyebildiği için. Yine bu çok modern erkekler kadın erkek rol modellerin karikatürize edilerek tersine çevrildiği bir kurgu gördüklerinde <<işte feministlerin istediği dünya bu>> diyebildikleri için.
Bulaşık deterjanından kurtulmak hayati önem taşıyor. Kadınların okuyup meslek edinip bulaşık makinesi alabilmesi gerek. Deterjan yarışını gönül rahatlığıyla erkeklere bırakmak için.