– Bu sabah bakıyorum bir televizyon kanalında, Ankara’da polis panzerine tırmanan bir tane kız mıdır kadın mıdır bilemem… –
Bu lafları sarf eden kişi 2015 yılında, laik Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı.
Siyasi bir liderin böyle bir cümle kurup çılgınca alkışlandığı bir yerde, şiddet de olur taciz de cinayet de.
Türkiye’de nefret söylemine karşı hiçbir kanuni düzenleme olmadığı için çağdaş bir ülkede açıkça suç olarak tanımlanacak bu ve benzer cümleler havada uçuşuyor.
Bankalar bize her gün küfreder gibi annemizin kızlık soyadını soruyor.
Kızlık nedir acaba?
Cumhurbaşkanı bile konuyla ilgilendiğine göre önemli bir şey olmalı.
Erkek doğunca erkektir. Erkek adamın erkek oğlu olur. Hüseyin sünnet olur, düğün salonuna kocaman – Hüseyin erkek oldu – yazılır.
Ama kimsenin kadın çocuğu olmaz. Kadınlık doğuştan edinemediğimiz bir sıfat olduğu gibi, adet görmeye başladığımızda dahi kadın olamayız.
Kadın olma hakkı ancak sevişince kazanılır. Yani bir erkek vasıtasıyla. Kaldı ki o bile ayıptır. Cumhurbaşkanı evlenmeden önce sevişmiş olabileceğiniz endişesi ile meydanlarda sizi utandırmaya çalışabilir. Utandırmaya çalıştığı aslında tek o kadın değil. Kendi muhafazakar aile yapısının dışında gördüğü her bir kadın.
Yine de üzülmeyin, kadın olmak kendi içinde ayıp bir konu olmakla birlikte, kocasının karısı, çocuklarının anası olmak gibi sıfatlarla kutsallaştırılıp kabul edilebilir hale getirilebilir.
Bu toplumun kadınların sevişmesi konusuyla o kadar beyni yanmıştır ki, sevişen ve sevişmeyen kadına ayrı isimler takar.
Anneniz evlenmeden önce kızdır, kızlık soyadı vardır. Evlenince kadın olur. Anne olunca kadınlığı utanılacak bir şey olmaktan belki çıkabilir. Bir taraftan o kadınlık – veya kızlık – kendisine ait de değildir. El değiştirdiğinin ispatlanması için kimliğini değiştirmesi gerekir. Kendi kimliğinin ne gibi bir önemi olabilir ki, ve hangi kadın çocuklarının kocasının soyadını taşıdığı mutlu bir aileye böyle gereksiz teferruatlarla sıkıntı yaratmak ister ki?
Ekşi sözlükte kadınların kendi soyadını kullanma hakkı talep etmesi konusunda biri böyle yazmış, – kadınlar yine sorun çıkartacak bir şey buldu – .
İnsanlar çok temel bir kişilik hakkı için mahkemelerde sürünüyor, Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor, neyse ki – tazminat bile almaksızın – karar çıkıyor ve biz sevinmek zorunda kalıyoruz.
Kadınların kendi adını kullanma hakkı kanunda halen yok.
Bunun gerekli olup olmadığını tartışan kendini bilmez nefret suçluları var.