Bazılarının herkesin hayatını kendine benzetme isteği nereden geliyor merak ediyorum.
Benim sapık patronuma bir an önce mutsuz evliliğinizi sonlandırıp daha fazla insanı mutsuz etmemenizi dilerim deme hakkım yokken, o, bir an önce istediğin kişiyle mutlu olduğun bekar hayatını sonlandırmanı diliyorum deme hakkını nereden buluyor?
Benim evli arkadaşıma, kocanla ayda bir sevişmene üzülüyorum. Belki bir başkasıyla daha mutlu olurdun. Yol yakınken dön tatlım demem ayıpsa, onun neyse artık seneye evlenirsin demesi gerçekten benim mutlu olmamla ilgili bir dilek mi?
İnsanlar ne kaçırdığını düşünüp durarak yaşarmış.
Belki herkesi kendine benzetmek isteyenler ne kaçırdıklarını düşünmek zorunda kaldıkları için bu kadar rahatsızlardır.
Bir kadının, çocuklarının annesi, bir adamın karısı sıfatını almadan eksik olmayacağını, esas eksikliğin bir adamın karısı ve bir çocuğun annesi olmaktan başka bir hayat amacı olmaksızın kendi kimliğine bile sahip çıkamayarak yaşamak olabileceğini düşünen o kadar az kişi olduğunu sanmıyorum.
Yaşamak cesaret etmektir.
İstediğiniz hayatı istemeye cesaret etmek.
Sizi mutlu etmek için en ufak çabası olmayan kişiyle ömrünüzü geçirmek isteyip istemediğinizi oturup düşünmeye cesaret etmek.
Sizin için önemli olan şeylerin başkalarınınkinden farklı olabileceğini yüksek sesle söylemeye cesaret etmek.
Kendi kimliğinizle kendiniz olarak var olmaya,
Kendinizi tek başına olduğu gibi sevmeye cesaret etmek.