Kendini gerçekleştirmenin, hayallerini gerçekleştirmenin veya hayatını gerçekleştirmenin herhangi bir yaşı olduğuna inanmıyorum.
Ya da en azından, 21 yaşında okulu bitirip, 25’e kadar yüksek lisans yapmış olarak bir işe girmek, 30 olmadan evlenip 35 olmadan ilk çocuğunu doğurmuş olmak, bir ev bir araba sahibi olarak emekli olup torunlarını sevmek benim için gerçekleştirilmiş bir hayatı ifade etmiyor. Böyle bir hayatın eksik kalmış olacağını söylemiyorum. Yalnızca bunlar olmadan hayatın eksik kalmış olacağını iddia etmenin kocaman ve öğretilmiş bir saçmalık olduğuna inanıyorum.
30 yaş, aynı 19 gibi 29 gibi ve 59 gibi insan hayatında küsüratlardan daha fazla anlamı olmayan bir dönem. Ama bu sıralar, 29-30-31 civarlarında farkına vardığım bazı şeyleri paylaşmak istiyorum:
Genç, güzel ve arzulanan bir kadınım. Bir zamanlar 30 yaşındaki insanların kocaman olduğunu sanırdım. Hayır, 30 yaşındaysanız hala çok gençsiniz. Ölmek için de, evlenmek için de.
Hayatımı gerçekleştirmem başkaları tarafından hazırlanmış bir listeye çek atarak mümkün olmayacak.
30 yaşında ve bekar olmak, ruhunuzla yaşıyorsanız, 30 yaşında ve evli olmaktan çok daha normal bir durum.
Erkekler, kadın bedeni ve seks hakkında gerçekten çok az şey biliyor. Bir zamanlar tüm erkeklerin bu konularda inanılmaz bilgi ve deneyime sahip olduğunu sanırdım. Bu da son 5 yılda keşfettiğim ve bu konuda yerlerde sürünen özgüvenimi toparlayan acı gerçek. Siz daha iyisiniz ve toplumun tüm o namus etiketleri bundan kaynaklanıyor.
Bir erkeğin fiziksel özellikleriniz hakkında yaptığı eleştirilere kulak asmayın ve bunu tekrarlamasına izin vermeyin. Toplumun kendisine verdiği cinsel üstünlük etiketini elinde tuttuğu için bunu yapabileceğini sanıyor. O etiketi elinden alın.
Gerçekten iyi bir arkadaşlık ve kaliteli seks yaşayabileceğiniz bir sevgilinizin olması şahane birşey. Ama hayatımı gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğum şey bir erkekten daha fazla, daha doğrusu daha başka.
İyi bir ilişki için iki insanın birbirini tamamlaması değil yalnızca birbirinin hayatlarına saygı gösterecek kadar sevmesi gerekiyor.
Bedeninizin öncelikli işlevi başkalarını değil, sizi mutlu etmek. Arzulanması gereken nesne değil, arzulayan özne sizsiniz.
Erkek kimliğinin kadın üzerinden tanımlandığı bir toplumda yaşadığınız için yarım yüzyıl öncesinden gelen nefret söylemlerini yalnızca gülüp sahibinin çektiği ızdıraba acıyacak kadar ciddiye almanız gerekiyor.
Bir erkeğin sizi zekanız veya becerileriniz üzerinden eleştirmesine kulak asmayın ve bunu tekrarlamasına asla izin vermeyin. Araba kullanmak veya futbolda oyun kuralları gibi vasat konularda bile ancak kadını aşağılayarak iyi olabileceğini sandığı için bunu yapıyor. O sanrıyı elinden alıp acısını dindirin.
Hayatınızın 20’lerinizde ve 40’larınızda ve 80’lerinizde olacağı gibi en güzel dönemindesiniz.
Büyümek korkulacak birşey değildir.
Yalnızlık size güç ve cesaret verir. Hiç yalnız kalamamış insanlar için derin bir hüzün duyuyorum.
Bu otuz yaşı acayip bir şey sanarak büyütüldük. 30 olunca kocaman olacakmışız gibi. Yaşlanmaya başlayacakmışız gibi.
Şimdi aynaya bakıyorum ve kendimi her zamankinden daha çok beğeniyorum.
Bu yüzden, korkak ve haysiyetsiz kişilerin nefret söylemlerine aldırmayın.
Kendi yaşamınızdan, kendi yaşınızdan korkmayın.
Siz gülümsediğinizde onlar titreyecek.
Gülümseyin.