Çünkü feminist olmayan erkekler eksiktir. Ataerkil sığınaklarının ardındaki gerçeklerin açığa çıkmasından ölesiye korkarlar.
Kendi zayıflıkları ve güçsüzlükleri ile yüzleşemez, arkasına saklanabilecek bir kadın ararlar.
Yetenekli veya herhangi bir konuda iyi olabilmeleri ancak dünyanın yüzde ellisinin onlardan kötü olduğu ön kabulüyle mümkündür.
Bu cinsiyetçi sanrıları ellerinden alındığında varoluşlarını doğrulamak için tutunacak bir dalları kalmaz.
Gerçek erkekler feministtir.
Gerçek bir erkek, kadının cinsel/sosyal/ekonomik gücünden korkmaz. Çünkü kendi gücünü başkalarının zayıflığına bağlamayacak kadar evrimleşmiştir.
Virginia Woolf’un tabiriyle, kendini güçlü gösterecek bir aynaya ihtiyaç duymaz
Korkmadığı için eşitlik talebini meşru görür. Hatta eşitlik talep edenlerin yanında yürür.
İçindeki dürtülerden de korkmaz. Kendine karşı dürüsttür. Bu yüzden homofobik olamaz.
Bebek çantasını sırtına bağlayan ve yemek yapan erkeği seksi bulma miti sanırım bundan kaynaklanıyor. Evrimini tamamlamış insanların zeki ve seçici üreme hormonlarımızı tetiklemesine şaşırmamak gerek.
Artık, “ben kırık kolumla da kocama yemek yapmayı ihmal etmedim” diyen ezberden vakaların değil, erkeğin hayatı ne kadar paylaştığına ve kendine feminist diyebilecek güç ve cesarete sahip olup olmadığına bakan bilinçli hormonların Zamanı.
Kadınların, Türk dizilerindeki, kızları kolundan çekiştiren, benim olacaksın diyip yandan pis bir gülüş çakan iş adamı kılıklı ataerkil robotları seksi bulduğunu zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz.
Yalnızlığınızın cevabı belki de buradadır…