Necati Doğru takip ettiğim ve çoğu analizine katıldığım bir yazar.
14 Ekim Cuma günkü <<Öldüre öldüre Musul>> adlı yazısında şöyle diyor:
…
Ne özgürlük geliyor.
Ne demokrasi geliyor.
Ne liberalizm geliyor.
Müzeler yağmalanıyor.
Arşivler tarumar ediliyor.
Kadınların namusuna el atılıyor.
Kukla hükümetler kuruluyor.
Kukla devletler üretiliyor.
Bu yapıdan yeni IŞİD’ler ürüyor.
…
Evet. Yalnız, kadınların namusuna el atılmaz Sayın Doğru.
Taciz ve tecavüzden bahsediyorsanız, kadının değil tacizcinin namusu söz konusudur.
Tecavüz sonucunda namusu, haysiyeti, onuru zedelenen, eksilen tacizcidir.
Kadınların namusunu vajinasına sıkıştıran bu köhne ve korkutucu zihniyet, tek tük kalmış, özgürlük ve adalet peşinde koştuğunu düşündüğüm muhalif yazarların ağzına dolanmamalı.
Kadına yönelik şiddeti besleyen bu dilin acilen yok olup gitmesi gerekiyor.
Kadınların ve erkeklerin namusu onların cinsel yaşamıyla veya cinsel saldırı kurbanı olup olmamalarıyla ilgili değildir.
Kimse bir başkasına gösterdiği şiddet eylemiyle o kişinin namusunu etkileyemez.
Namussuz olan saldırgandır.
Namusuna el atan saldırganın kendi kendisidir.
Taciz veya tecavüz durumlarında kadının namusundan söz e-di-le-mez.
Aksi takdirde tecavüz kültürünü beslemiş, tacizi ve tacizciyi desteklemiş, cinsiyet ayrımcılığının ve kadın düşmanlığının tanımını yapmış olursunuz.