Türk toplumundaki taciz, tecavüz ve şiddetin sebebi erkeklere sessiz sedasız el altından (aslında göstere göstere utanmadan) verilen ayrıcalıklardan kaynaklanır. Erkeklerin sahip olduğu en belirleyici ayrıcalık seks yapma yetkisidir.
Vergi toplama yetkisi devlette olduğu için sürekli devlete vergi borçluyuzdur. Çöp vergisi, katma değer vergisi, hava vergisi, su vergisi. Devlet, vergiyi kimden, ne zaman, ne kadar, hangi isimle alacağına kendisi karar verir.
Toplum, seks yapma yetkisini erkeklere verdiği için, erkeklere de sürekli seks borçlu olduğumuz düşünülür. Yalnızca kadınlar değil, kadınlar ve erkekler (gerekirse erkek çocuklar) erkeklere seks vermekle mükelleftir. Alıcı ise yalnızca erkek olabilir.
Seks alma işinin ismini de ataerkil toplum koyar. İşine geldiği gibi, ister çocuk yapma amaçlı kutsal anne seksi alır, ister kan akıtmalı babadan kocaya geçen namus tapusu seksi, ister zevk için yeterince kutsal olmayan kadınlarla yaptığı rastgele seks.
Bu yüzden, popüler kültürde rastgele seks yapan erkek idealize edilirken, rastgele seksin taraflarından biri olan kadın daima aşağılanır, ucuz, kolay ve aptal olarak resmedilir.
Erkek cinselliğine aşırı vurgu yapan ve kadın cinselliğinin yalnızca erkek için var olduğunu zanneden ataerkil düzen, kendi sapkın kodlamalarıyla taciz ve tecavüzü meşru kılar:
Seks yapma yetkisinin kendinde olduğunu sandığı için, reddedilmeye ne tepki veremeyeceğini bilemeyen erkek nefrete ve şiddete de başvurur. Kadınların da cinsel anlamda reddedilme korkusu taşıdığını bilemez, kadın bedenini sürekli tüketim malzemesi olarak sunan medya bombardımanına maruz kaldığından bu ilüzyonla gördüğü her karşı cinsi kendisinin zanneder.
Kendi bedenleriyle ne yapacaklarına dair karar verme yetkisini her kadına tek tek ve bütünüyle geri vermediğimiz sürece çocukların ve bebeklerin dahi bedenini sahiplenen aşağılık tecavüzcülerin hikayelerini okumaya devam edeceğiz.