Ülkenin korkunç gündemini tartışma programlarında masaya yatırıp normalleştirmeye çalışıyoruz.
A haberde Canan Barlas ve 5 erkek var. CNN Türk te Ahmet Hakan ile 5 erkek 1 kadın. Habertürk’te Didem Arslan yılmaz sunuyor 2 erkek tartışıyor. Halk tv de ise Hakan Aygün ve 3 erkek.
İktidara yakın, ana akım veya muhalif medya fark etmiyor. Her yerde erkekler konuşuyor. Gündemi yorumlayıp fikir beyan etme işi erkeklere veriliyor.
Kadınlar siyasi tartışma programlarını genellikle sunuyor. Nadiren katılımcı olabiliyor. Nadiren sesleri güçlü çıkıyor.
Bir kadının fikirlerinin görsel medyada dile getirilebilecek hatta siyasi eyleme dönüştürülmesine izin verilecek kadar değerli bulunması ülkemizde oldukça az vuku bulur.
Kıymetli ve saygın fikirler bilgelikle, bilgelik ise genellikle tecrübe, olgunluk ve yaşla ilgilidir.
Kadınlar ise, olgun ve yaşlı olma düşüncesinin dişilikle bağdaşmadığına inandırılarak büyütülürler.
Dişi olmak fikirsiz bir bedeni konforsuz bir şekilde taşımaktan ibaret sanılır.
Daima kusurlu daima düzeltilmeye muhtaç,”biyolojik saati” ömrünün yarısına gelmeden dolan bir beden.
Görüş bildirmek güç ister ve bu kusurlu, güçsüz, zayıf bedenle uğraşan kadın, aklının gücünün farkına varacağı yıllarda, anne sıfatını kazanmanın baskısı ile 30 yaşında botoks yaptırması gerektiği düşüncesi arasında delirmekle meşguldür.
Halbuki, tek bir biyolojik saatimiz vardır, o da yaşamın kendisidir. Yaşlandıkça büyüyen insanlığımız ve dişiliğimiz gücünü aklımızdan ve kalbimizden alır. Cinsel kıtlık yaşayan klonlanmış gözlerin estetik anlayışından değil.
Kadınlara yaşı sorulur. Yaşlanmak ayıp değildir. Yaşlanmak bilgeliktir.
Bu karanlık günler kaybolup gidecek.
Ve bilge kişiler dünyayı, estetik ameliyatlarla, diyetlerle değil; müzikle, sözle; mutluluk, eşitlik, sevgi ve akılla güzelleştirecek…